AB ‘stratejik özerklikte’ kararlı
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Jeopolitik Çalışmalar Grubu adlı düşünce kuruluşu ile yaptığı röportajda, Avrupa ülkelerinin 11 Eylül saldırılarından daha sonra ABD ile dayanışma gösterdiğini, NATO’nun 5. maddesinin tarihte ilk kez harekete geçirildiğini hatırlattı.
ABD BİZİMLE İSTİŞAREDE BULUNMADI
ABD’nin şu andaki ve önceki yönetimlerini eleştiren Michel, “Buna karşılık bir Avrupalı olarak benim için çarpıcı olan şey, ABD’nin Trump yönetimi döneminde Taliban ile müzakere yapmaya karar verdiğinde ve daha sonrasında Afganistan’dan çekilmeyi teyit ettiklerinde Avrupalı ortaklarıyla oldukça az istişarede bulunmaları oldu.” dedi.
Michel, Afganistan’dan ders çıkarmaları gerektiğini belirterek “Afganistan krizi, biz Avrupalılar için aynaya bakma ve kendimize şunu sorma dönemidir. Gelecekte jeopolitik ortamda bugünkünden nasıl daha fazla etkimiz olabilir? Çıkarlarımızla uyumlu olacak biçimde olayların akışını etkilemek için nasıl hareket edebiliriz?” diye konuştu.
AFGANİSTAN KRİZİ KANIMI GÜÇLENDİRDİ
“Afganistan krizi bir müddetdir sahip olduğum kanıyı ve başkalarının da paylaştığı kanımı güçlendirdi. Bu da Avrupa’nın stratejik özerkliği fikridir.” diyen Michel, şu biçimde devam etti:
“Amerikan askerleri çekilirken ortaya çıkan kaos ile yüzleştiğimizde kimsenin endişelenmemesi mümkün değil. güçlü demokratik değerlere sahip, 27 ülkeden oluşan askeri bir kuvvet olan AB gibi dünyanın en büyük güçlerinden birinin, ABD’nin yardımı olmadan bağımsız biçimde kendi vatandaşlarının ve kendisine destek veren Afganların tahliyesi için gerekli yardımı sağlayamaması endişe niçini olmalı. Bence bu olay Avrupa stratejik özerkliğinin daha derin tartışılmasını daha acil kılıyor. Şimdi sözleri eylemlere dönüştürmeliyiz.”
Donald Trump’ın başkanlığından daha sonra Joe Biden döneminde de ABD’de “Amerikan çıkarlarına öncelik verme eğilimi” bulunduğunu dile getiren Michel, “Bu meşru gerçekliğin farkında olmalıyız.” şeklinde konuştu.
: İlginizi Çekebilir
ÇİN İLE İLGİLİ KENDİ STRATEJİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ
Michel, Çin konusunda ise Avrupa’nın ABD’den farklı bir hareket tarzı benimseyeceğinin işaretini verdi.
Avrupa’nın ABD-Çin rekabetine “rehin edilmemesi” gerektiğini söyleyen Michel, “Biz ABD ile aynı demokratik değerleri ve siyasi modeli paylaşıyoruz. hem de biz Avrupalılar olarak Çin ile ilgili kendi stratejimizi geliştirmeliyiz.” dedi.
Michel, Avrupa’nın Çin stratejisinin üç ayağı olması gerektiğini belirterek bunları insan hakları standartları konusundaki talepler, iklim değişikliği ve Kovid-19 gibi alanlarda gerekli durumlarda iş birliği ve karşılıklı olarak pazarlara erişimi dengeleme şeklinde sıraladı.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Jeopolitik Çalışmalar Grubu adlı düşünce kuruluşu ile yaptığı röportajda, Avrupa ülkelerinin 11 Eylül saldırılarından daha sonra ABD ile dayanışma gösterdiğini, NATO’nun 5. maddesinin tarihte ilk kez harekete geçirildiğini hatırlattı.
ABD BİZİMLE İSTİŞAREDE BULUNMADI
ABD’nin şu andaki ve önceki yönetimlerini eleştiren Michel, “Buna karşılık bir Avrupalı olarak benim için çarpıcı olan şey, ABD’nin Trump yönetimi döneminde Taliban ile müzakere yapmaya karar verdiğinde ve daha sonrasında Afganistan’dan çekilmeyi teyit ettiklerinde Avrupalı ortaklarıyla oldukça az istişarede bulunmaları oldu.” dedi.
Michel, Afganistan’dan ders çıkarmaları gerektiğini belirterek “Afganistan krizi, biz Avrupalılar için aynaya bakma ve kendimize şunu sorma dönemidir. Gelecekte jeopolitik ortamda bugünkünden nasıl daha fazla etkimiz olabilir? Çıkarlarımızla uyumlu olacak biçimde olayların akışını etkilemek için nasıl hareket edebiliriz?” diye konuştu.
AFGANİSTAN KRİZİ KANIMI GÜÇLENDİRDİ
“Afganistan krizi bir müddetdir sahip olduğum kanıyı ve başkalarının da paylaştığı kanımı güçlendirdi. Bu da Avrupa’nın stratejik özerkliği fikridir.” diyen Michel, şu biçimde devam etti:
“Amerikan askerleri çekilirken ortaya çıkan kaos ile yüzleştiğimizde kimsenin endişelenmemesi mümkün değil. güçlü demokratik değerlere sahip, 27 ülkeden oluşan askeri bir kuvvet olan AB gibi dünyanın en büyük güçlerinden birinin, ABD’nin yardımı olmadan bağımsız biçimde kendi vatandaşlarının ve kendisine destek veren Afganların tahliyesi için gerekli yardımı sağlayamaması endişe niçini olmalı. Bence bu olay Avrupa stratejik özerkliğinin daha derin tartışılmasını daha acil kılıyor. Şimdi sözleri eylemlere dönüştürmeliyiz.”
Donald Trump’ın başkanlığından daha sonra Joe Biden döneminde de ABD’de “Amerikan çıkarlarına öncelik verme eğilimi” bulunduğunu dile getiren Michel, “Bu meşru gerçekliğin farkında olmalıyız.” şeklinde konuştu.
: İlginizi Çekebilir
- Marmara’nın unutulan fay hattı… Uzun senelerdır sessiz, uzmanlar uyardı!
- On binlerce mağdura bir şok daha… İkinci kez çarpıldılar!
- MSB duyurdu! PKK’ya ağır darbe: 13 terörist etkisiz hâle getirildi
ÇİN İLE İLGİLİ KENDİ STRATEJİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ
Michel, Çin konusunda ise Avrupa’nın ABD’den farklı bir hareket tarzı benimseyeceğinin işaretini verdi.
Avrupa’nın ABD-Çin rekabetine “rehin edilmemesi” gerektiğini söyleyen Michel, “Biz ABD ile aynı demokratik değerleri ve siyasi modeli paylaşıyoruz. hem de biz Avrupalılar olarak Çin ile ilgili kendi stratejimizi geliştirmeliyiz.” dedi.
Michel, Avrupa’nın Çin stratejisinin üç ayağı olması gerektiğini belirterek bunları insan hakları standartları konusundaki talepler, iklim değişikliği ve Kovid-19 gibi alanlarda gerekli durumlarda iş birliği ve karşılıklı olarak pazarlara erişimi dengeleme şeklinde sıraladı.