Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı Misakça mahallesi sakinleri, bölgeye karides çiftliği ve iplik fabrikası kurulmak istenmesini protesto etti. Misakça Mahallesi Muhtarı Refik Özdemir, “Bizler sulak alan olarak gözümüz üzere koruduğumuz bu alanda doğal ve ekolojik yapıyı bozacak bu teşebbüsleri asla kabul etmiyoruz ve buna da asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Bandırma’nın denize kıyısı olan üç mahallesinden Misakça mahallesindeki sulak alanda karides çiftliği ve iplik fabrikası kurulması planlanıyor. Misakça sakinleri, bugün bir ortaya gelerek her iki projeyi de protesto etti. Protestoya, Bandırma Belediye Lideri Tolga Tosun, eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Misakça Muhtarı Refik Öztürk, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile fazlaca sayıda Bandırmalı yurttaş katıldı.
“Doğa mirası Misakça’da flamingo deltası yok olmasın” yazılı pankart açan yurttaşlar ismine Misakça Mahallesi Muhtarı Refik Öztürk açıklama yaptı.
Misakça Deltası’nın 2016 yılında sulak alan olarak tescil edildiğini hatırlatan Öztürk, “Burada yapı yasak, saz kesmek yasak, ateş yakmak yasak ve biz de köylüler olarak bu sulak alanı doğal yapısı ile motamot koruyor ve gözetiyoruz. Yaban hayatı korumak, Manyas Kuş Cenneti’nin bir istasyonu üzere olan ve onlarca kuşun ürediği, yaşadığı, beslendiği ve barındığı bu alanı gelecek kuşaklara, evlatlarımıza birebir doğallığıyla atalarımızdan altığımız bu emaneti teslim etmek ve yaban hayatını korumak istiyoruz” dedi.
“Asla müsaade etmeyeceğiz “
Öztürk, bölgede yurttaşların isteği haricinde planlamaların olduğunu tabir ederek, “Bir şirket karides üretim çiftliği kurmak için resmi kurumlara müracaatta bulunmuştur. Bir başka şirket de tıpkı yerin bitişiğinde iplik üretme, sanayi tesisi kurma teşebbüsleri için yerde zemin etüdü yapmak gayesiyle köyümüze geldi. Lakin bizler sulak alan olarak gözümüz üzere koruduğumuz bu alanda doğal ve ekolojik yapıyı bozacak bu teşebbüsleri asla kabul etmiyoruz ve buna da asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
“Burayı biz gözümüz üzere koruyoruz”
Eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Marmara Denizi’nde yaşanan deniz salyası (müsilaj) problemini anımsatarak, “Neredeyse kaybediyorduk. En sonunda deniz isyan etti, kirlilikten. Bu bela ile uğraşıyken artık bizim güney Marmara’da, Erdek Körfezi’nde tek bakir doğal alan olan Misakça Deltası. Binlerce flamingonun, onlarca kuş çeşidinin yaşadığı, beslendiği, ürediği, barındığı bir yer burası. Burayı biz gözümüz üzere koruyoruz” dedi.
“Doğal ve ekolojik bir alan olarak kalmasını istiyoruz”
Havutça, Misakça’daki sulak alanı Manyas Kuş Cenneti’nin bir istasyonu olarak gördüklerini belirterek, “Doğal, ekolojik yapısıyla, dünya kuş gözlemcilerinin gelip burada haftalarca kalabileceği, kuşların hareketlerini kayıt altına alabilecekleri doğal ve ekolojik bir alan olarak kalmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Çayımız o kadar temizdi, su içerdik”
Misakçalı bir bayan ise “Buralar daima bizimdi, bizim kalacak. Denizimiz var, kirlenmeyecek. Evvelce bir Gönen Çayı’nda, çocuktuk, nenelerimiz, annelerimiz çamaşır yıkardı. Çayımız o kadar temizdi, su içerdik. Diyeceklerim bu kadar, bizim kalacak” kelamlarıyla projelere karşı olduğunu söz etti.
“Yeşilimizin korunmasını istiyoruz”
Genç bir yurttaş da canlıların hayat alanlarının kıymetine dikkat çekerken, “Yeşili, doğayı koruyan, sahip çıkan yatırımlara olağan olarak bir şey yapmıyoruz lakin sulak alanlara yapılmasını istemiyoruz. Ekosistemimizin, yeşilimizin korunmasını istiyoruz” dedi.
Bandırma’nın denize kıyısı olan üç mahallesinden Misakça mahallesindeki sulak alanda karides çiftliği ve iplik fabrikası kurulması planlanıyor. Misakça sakinleri, bugün bir ortaya gelerek her iki projeyi de protesto etti. Protestoya, Bandırma Belediye Lideri Tolga Tosun, eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Misakça Muhtarı Refik Öztürk, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile fazlaca sayıda Bandırmalı yurttaş katıldı.
“Doğa mirası Misakça’da flamingo deltası yok olmasın” yazılı pankart açan yurttaşlar ismine Misakça Mahallesi Muhtarı Refik Öztürk açıklama yaptı.
Misakça Deltası’nın 2016 yılında sulak alan olarak tescil edildiğini hatırlatan Öztürk, “Burada yapı yasak, saz kesmek yasak, ateş yakmak yasak ve biz de köylüler olarak bu sulak alanı doğal yapısı ile motamot koruyor ve gözetiyoruz. Yaban hayatı korumak, Manyas Kuş Cenneti’nin bir istasyonu üzere olan ve onlarca kuşun ürediği, yaşadığı, beslendiği ve barındığı bu alanı gelecek kuşaklara, evlatlarımıza birebir doğallığıyla atalarımızdan altığımız bu emaneti teslim etmek ve yaban hayatını korumak istiyoruz” dedi.
“Asla müsaade etmeyeceğiz “
Öztürk, bölgede yurttaşların isteği haricinde planlamaların olduğunu tabir ederek, “Bir şirket karides üretim çiftliği kurmak için resmi kurumlara müracaatta bulunmuştur. Bir başka şirket de tıpkı yerin bitişiğinde iplik üretme, sanayi tesisi kurma teşebbüsleri için yerde zemin etüdü yapmak gayesiyle köyümüze geldi. Lakin bizler sulak alan olarak gözümüz üzere koruduğumuz bu alanda doğal ve ekolojik yapıyı bozacak bu teşebbüsleri asla kabul etmiyoruz ve buna da asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
“Burayı biz gözümüz üzere koruyoruz”
Eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Marmara Denizi’nde yaşanan deniz salyası (müsilaj) problemini anımsatarak, “Neredeyse kaybediyorduk. En sonunda deniz isyan etti, kirlilikten. Bu bela ile uğraşıyken artık bizim güney Marmara’da, Erdek Körfezi’nde tek bakir doğal alan olan Misakça Deltası. Binlerce flamingonun, onlarca kuş çeşidinin yaşadığı, beslendiği, ürediği, barındığı bir yer burası. Burayı biz gözümüz üzere koruyoruz” dedi.
“Doğal ve ekolojik bir alan olarak kalmasını istiyoruz”
Havutça, Misakça’daki sulak alanı Manyas Kuş Cenneti’nin bir istasyonu olarak gördüklerini belirterek, “Doğal, ekolojik yapısıyla, dünya kuş gözlemcilerinin gelip burada haftalarca kalabileceği, kuşların hareketlerini kayıt altına alabilecekleri doğal ve ekolojik bir alan olarak kalmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Çayımız o kadar temizdi, su içerdik”
Misakçalı bir bayan ise “Buralar daima bizimdi, bizim kalacak. Denizimiz var, kirlenmeyecek. Evvelce bir Gönen Çayı’nda, çocuktuk, nenelerimiz, annelerimiz çamaşır yıkardı. Çayımız o kadar temizdi, su içerdik. Diyeceklerim bu kadar, bizim kalacak” kelamlarıyla projelere karşı olduğunu söz etti.
“Yeşilimizin korunmasını istiyoruz”
Genç bir yurttaş da canlıların hayat alanlarının kıymetine dikkat çekerken, “Yeşili, doğayı koruyan, sahip çıkan yatırımlara olağan olarak bir şey yapmıyoruz lakin sulak alanlara yapılmasını istemiyoruz. Ekosistemimizin, yeşilimizin korunmasını istiyoruz” dedi.