Eğitimde kültürlenme nedir ?

Sude

Yeni Üye
Eğitimde Kültürlenme Nedir? — Samimi Bir Giriş

Merhaba arkadaşlar,

Bugün size öğretmen koridorlarından mahalle kahvelerine, uzaktan eğitim odalarından oyun içi sohbetlere kadar uzanan bir konu getirdim: **eğitimde kültürlenme**. Bu, okulun yalnızca bilgi aktarmadığı; aynı zamanda nasıl düşünmemiz, kimlere değer vermemiz, hangi davranışların “normal” sayıldığı gibi derin kültürel kodları da taşıdığı süreçtir. Hadi bunu birlikte hem kafa hem de kalple açalım; köklerine inelim, bugün nerede olduğunu görelim ve yarına dair kaygılarımızı ve umutlarımızı konuşalım.

Kökenleri ve Tarihsel İzler

Eğitimde kültürlenme, aslında insanlığın topluluk halinde yaşamaya başladığı andan beri var olan bir olgunun modern eğitim sistemi içindeki yansımasıdır. Geleneksel toplumlarda bilgi kuşaktan kuşağa aktarılırken, modern okul kurumları bu aktarımın örgütlenmiş, standartlaşmış ve çoğu zaman devletle hizalanmış biçimini sundu. Sanayi devrimiyle birlikte okulların rolü “itaatkâr işgücü” yetiştirmek biçiminde tasarlandığında bile, beraberinde sınıflar arası farkların yeniden üretildiği bir mekanizma da ortaya çıktı.

Kolonyal geçmişlerin olduğu coğrafyalarda ise okullar, dışlayıcı dil ve değer sistemlerini meşrulaştırarak yerel bilgi formlarını ikinci plana itme eğiliminde oldu. Böylece eğitim sadece beceri kazandırmak değil; belirli bir dünyayı, belirli bir sosyal düzeni de “normal” hâline getirme işi haline geldi.

Günümüzdeki Yansımaları: Sınıf, Politika ve Günlük Hayat

Bugün sınıfta olan biten, basitçe müfredatın içeriğinden daha fazlasıdır. Öğrencinin nasıl sıraya girdiği, öğretmenin hangi soruları ödüllendirdiği, kırık bir kurala gösterilen tolerans—hepsi “gizli müfredat” olarak kültürlenmeye hizmet eder. Dil politikaları, değerlendirme biçimleri ve okul ritüelleri hangi kimliklerin görünür, hangilerinin sessiz bırakılacağını belirler.

Erkeklerin bakış açısıyla bakınca: Bu olaya genellikle sistem tasarımı, ölçme-değerlendirme, veriye dayalı karar alma gibi stratejik sorular öne çıkar. Hangi performans göstergeleri kültürel normları pekiştiriyor? Hangi politikalar eşitsizliği derinleştiriyor? Bu sorular, yapıyı dönüştürmek için gerekli.

Kadınların bakış açısıyla bakınca: Kültürlenme ilişkilerde, bakım uygulamalarında, empati kurma ve topluluk oluşturma pratiklerinde görünür. Öğrencinin sınıfta kendini güvende hissedip hissetmemesi, öğretmenin küçük müdahalelerle bir çocuğun aidiyetini sağlayıp sağlamaması—bunlar ölçülemeyen ama dönüşümü belirleyen unsurlar.

Bu iki bakış açının harmanı, yani stratejik politika + ilişki odaklı pratikler, gerçek değişimi getirir.

Beklenmedik İlişkiler: Teknoloji, İş Dünyası ve Oyun Kültürü

Eğitimde kültürlenme yalnızca okul duvarları içinde kalmıyor. Oyun kültürü (örneğin çok oyunculu oyunlardaki işbirliği ya da rekabet normları), iş yerindeki onboarding süreçleri, sosyal medya topluluklarındaki dil ve davranış kalıpları, çocukların ve gençlerin okuldan öğrendiklerini sürekli yeniden şekillendiriyor.

EdTech platformları ise yeni “öğrenme kültürleri” üretiyor: puanlar, rozetler, sıralamalar öğrencilere neyin değerli olduğunu çok net söylüyor. Algoritmalar hangi içeriğin öne çıkacağını belirlerken, aynı zamanda hangi hikâyelerin görünmez kaldığını da şekillendiriyor. Bu yüzden eğitimde kültürlenmeyi tartışırken teknoloji etiğini ve platform tasarımını görmek gerekir.

Geleceğe Dair Senaryolar: Riskler ve Fırsatlar

Riskler açık: Tek tip bir kültürlenme herkes için tek bir doğruyu dayatabilir—çeşitliliği azaltır, marjinal sesleri susturur. Algoritmik yönlendirme ve standart test odaklılık, yaratıcı düşünceyi köreltme tehlikesi taşıyor. Ayrıca küresel kapitalizmin ihtiyaçlarına göre kurgulanmış eğitim modelleri, yerel bilgi ve becerileri yok sayabilir.

Fırsatlar da var: De-kolonize eden müfredatlar, öğrenci merkezli ve projeye dayalı yaklaşımlar, topluluk temelli öğrenme ağları kültürlenmeyi dönüştürebilir. Teknoloji doğru sorularla kullanıldığında (şeffaflık, katılımcı tasarım, veri adaleti) daha kapsayıcı öğrenme ortamları yaratabilir.

Pratik Öneriler: Ne Yapabiliriz?

• **Müfredat denetimi:** İçerik sadece bilgi sunmasın; hangi değerleri ve kimlikleri güçlendirdiği de incelensin.

• **Öğretmen eğitimi:** Pedagoji sadece teknik değil; kültürel farkındalık ve empati becerileri de öğretilsin.

• **Öğrenci sesi:** Politikalarda öğrenciler gerçek katılımcı olsun; onların deneyimleri görünür kılınsın.

• **Teknoloji eleştirisi:** EdTech seçimlerinde adalet, gizlilik ve şeffaflık kriterleri uygulansın.

• **Topluluk ortaklığı:** Okul çevresiyle, ailelerle, sivil toplumla ilişki güçlendirilsin—eğitim tek başına yürütülen bir iş olmasın.

Stratejik adımlar (politikalar, veri, yapı) ile empatik uygulamalar (mentorluk, topluluk, bakım) birlikte yürüdüğünde eğitimde kültürlenme daha adil, daha yaratıcı ve daha insanî hale gelebilir.

Sizce okullarımız hangi değerleri pekiştiriyor? Hangi ritüller görünmez ama güçlü bir şekilde kültürlendiriyor bizi? Deneyimlerinizi paylaşın, en somut örnekleri merak ediyorum—belki birlikte küçük ama etkili değişimler planlayabiliriz.
 
Üst