Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Beyoğlu Belediyesi tarafınca düzenlenen 22 Mart Dünya Su Günü Su ve Sürdürülebilirlik programına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Kurum, “2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40 düzeyine kadar yükselecek. Açık ve net söylüyorum, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık alemi global su kıtlığı ve su savaşlarıyla karşı karşıya kalabilir. Ülkemiz tatlı su kaynakları bakımından su gerilimi yaşayan ülkeler içinde. Tasarruf sistemlerini daha faal, daha iştirakçi hale getirmeliyiz” dedi.
Programda su ve su kullanması ile ilgili açıklama yapan Bakan Kurum, suyun ehemmiyetine değinerek, “Bizim medeniyetimizin yaratılış kanısında dört temel öge vardır: Hava, toprak, ateş ve su. Bizim inancımıza nazaran suyu kirletmek, hayatı kirletmek demek. Çünkü su, en temel ömür kaynağımız. Suyun olmadığı yerde ne ömürden ne kentten ne de medeniyetten kelam etmek mümkün olamaz. Bilhassa iklim değişikliğinin en değerli tesirlerinden olan kuraklık ve yeraltı sularının tükenmeye başlamasıyla su; artık, çağımızın ve geleceğin en hayati ve stratejik pahası haline geldi. Bugün yalnızca son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara yükselen dünya nüfusu niçiniyle suya olan gereksinim her geçen gün daha da artırıyor. Yabanî tarım uygulamaları, bilinçsiz su kullanması ve global israf niçiniyle su kaynaklarımız süratle azalıyor” dedi.
“Tasarruf sistemlerini faal hale getirmeliyiz”
Türkiye’nin tatlı su kaynakları bakımından güçlü bulunmasına karşın su gerilimi yaşayan ülkeler içinde olduğuna değinen Bakan Kurum, “2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40 düzeyine kadar yükselecek. Açık ve net söylüyorum, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık alemi global su kıtlığı ve su savaşlarıyla karşı karşıya kalabilir. Devletler içinde su krizleri bugün itibariyle yaşanıyor ve su diplomasisi sahiden yeni devirde de şimdiki mevzular içindeki yerini alıyor. Gururla tabir ediyorum ki; Türkiye, kamu kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, yardım örgütleriyle, üniversiteleriyle, gönül elçilerimizle bugün Afrika’da yaklaşık 10 milyon şahsa, her gün kesintisiz pak içme suyu sağlayan tek ülke oldu. Ülke olarak her alanda olduğu üzere bu alanda da; insanlığın, mazlumların, kardeşlerimizin sıkıntısına derman olacak, yaralarını saracak adımları medeniyetimizden gelen bir görev şuuruyla atıyoruz, atmaya da daima bir arada devam edeceğiz. Fakat hüzünle söz etmeliyim ki; bu derece kullanım zenginliğine karşın, bugün ülkemiz tatlı su kaynakları bakımından su gerilimi yaşayan ülkeler içinde. İklim değişikliğinin de tesiriyle kişi başına düşen yıllık su ölçümüz bin 340 metreküplere kadar düştü. İşte tam da bu noktada tasarruf düzeneklerini daha faal, daha iştirakçi hale getirmeliyiz” diye konuştu.
Konuşmaların akabinde Bakan Kurum, metaverse gözlük ile Beyoğlu Belediyesi’nin hazırladığı Meta Müze’yi sanal olarak gezdi. Meta Müze seyahatinin akabinde su ile ilgili yapılan kompozisyon ve şiir yarışında dereceye giren öğrencilere mükafatları verildi.
TIKLAYIN – “Bilinçsiz tüketim, imar, madencilik”; Türk Tabipleri Birliği uyardı: Kaynaklarımız rant uğruna akın altında; ülkemizin en değerli havzaların suyu en makûs kalitede
TIKLAYIN – Dr. Erol Kesici, UNESCO ve BM’nin raporuna işaret etti: Türkiye, yüksek su gerilimi altındaki ülkeler içinde!
Programda su ve su kullanması ile ilgili açıklama yapan Bakan Kurum, suyun ehemmiyetine değinerek, “Bizim medeniyetimizin yaratılış kanısında dört temel öge vardır: Hava, toprak, ateş ve su. Bizim inancımıza nazaran suyu kirletmek, hayatı kirletmek demek. Çünkü su, en temel ömür kaynağımız. Suyun olmadığı yerde ne ömürden ne kentten ne de medeniyetten kelam etmek mümkün olamaz. Bilhassa iklim değişikliğinin en değerli tesirlerinden olan kuraklık ve yeraltı sularının tükenmeye başlamasıyla su; artık, çağımızın ve geleceğin en hayati ve stratejik pahası haline geldi. Bugün yalnızca son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara yükselen dünya nüfusu niçiniyle suya olan gereksinim her geçen gün daha da artırıyor. Yabanî tarım uygulamaları, bilinçsiz su kullanması ve global israf niçiniyle su kaynaklarımız süratle azalıyor” dedi.
“Tasarruf sistemlerini faal hale getirmeliyiz”
Türkiye’nin tatlı su kaynakları bakımından güçlü bulunmasına karşın su gerilimi yaşayan ülkeler içinde olduğuna değinen Bakan Kurum, “2030 yılına kadar su kıtlığı yüzde 40 düzeyine kadar yükselecek. Açık ve net söylüyorum, önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlık alemi global su kıtlığı ve su savaşlarıyla karşı karşıya kalabilir. Devletler içinde su krizleri bugün itibariyle yaşanıyor ve su diplomasisi sahiden yeni devirde de şimdiki mevzular içindeki yerini alıyor. Gururla tabir ediyorum ki; Türkiye, kamu kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, yardım örgütleriyle, üniversiteleriyle, gönül elçilerimizle bugün Afrika’da yaklaşık 10 milyon şahsa, her gün kesintisiz pak içme suyu sağlayan tek ülke oldu. Ülke olarak her alanda olduğu üzere bu alanda da; insanlığın, mazlumların, kardeşlerimizin sıkıntısına derman olacak, yaralarını saracak adımları medeniyetimizden gelen bir görev şuuruyla atıyoruz, atmaya da daima bir arada devam edeceğiz. Fakat hüzünle söz etmeliyim ki; bu derece kullanım zenginliğine karşın, bugün ülkemiz tatlı su kaynakları bakımından su gerilimi yaşayan ülkeler içinde. İklim değişikliğinin de tesiriyle kişi başına düşen yıllık su ölçümüz bin 340 metreküplere kadar düştü. İşte tam da bu noktada tasarruf düzeneklerini daha faal, daha iştirakçi hale getirmeliyiz” diye konuştu.
Konuşmaların akabinde Bakan Kurum, metaverse gözlük ile Beyoğlu Belediyesi’nin hazırladığı Meta Müze’yi sanal olarak gezdi. Meta Müze seyahatinin akabinde su ile ilgili yapılan kompozisyon ve şiir yarışında dereceye giren öğrencilere mükafatları verildi.
TIKLAYIN – “Bilinçsiz tüketim, imar, madencilik”; Türk Tabipleri Birliği uyardı: Kaynaklarımız rant uğruna akın altında; ülkemizin en değerli havzaların suyu en makûs kalitede
TIKLAYIN – Dr. Erol Kesici, UNESCO ve BM’nin raporuna işaret etti: Türkiye, yüksek su gerilimi altındaki ülkeler içinde!