Kanada’da bir şok daha! ‘Bu ağır bir gerçek’
Fraser Valley Üniversitesi’nden Profesör Sarah Beaulieu, Tk’emlups te Secwepmc First Nation yerli topluluğu tarafınca düzenlenen basın toplantısında yeni çalışmalara ait birinci bulguları deklare etti.
Yüzey tarama radarı uzmanı olan Prof. Beaulieu, Kamloops Yatılı Kilise Okulu bölgesinde hala araştırılması gereken yaklaşık 650 bin metrekarelik arazi olduğunu söylemiş oldu.
Birinci bulgularda mezar olması olası 200 yerden çıkarılan kemik ve diş örneklerinin incelemeye gönderildiğini anlatan Prof. Beaulieu, bulgu yerlerindeki ceset kalıntılarının bir tabut ortasında olmayışının, hem keşfi tıpkı vakitte cesede dair incelemeyi zorlaştırdığını kaydetti.
Hayatta kalanlardan, gece yataklarından kaldırılan çocukların, meyve bahçesine mezar kazmaya gdolayıldüğü bilgisini aldıklarını söyleyen Prof. Beaulieu, bölgedeki bir elma bahçesinden çocuk kaburga kemiği ve dişi bulduklarını tabir etti.
Bunun üzerine birinci etapta 7 bin metrekarelik bir alana ağırlaştıklarını bildiren Prof. Beaulieu, bölgede hala arama sonucu aldıkları yaklaşık 647 bin 500 metrekarelik alan olduğunu belirtti.
Prof. Beaulieu, bulguların isimli tıp tarafınca incelendiğini ve bölgedeki resmi kayıtlarda olmayan isimsiz mezarların gerçek sayısının bundan daha sonra ortaya çıkacağını vurguladı.
‘YERLİ HALK BUGÜN ÇOK DAHA CANLI’
Toplantıyı düzenleyen Tk’emlúps te Secwépemc First Nation topluluğundan Rosanne Casimir, hükümete ve Katolik Kilisesi’ne okullardaki kayıt ve kaynakları açıklama davetinde bulundu.
Casimir, “Bu ağır bir gerçek. İspatlar ortaya çıktıkça takip edeceğiz. Kaybolanların kimliğini belirleme sorumluluğunu, halihazırda travma geçirmiş ve bir daha geçirmekte olan, bu okullardan sağ kurtulanlara yüklemekten nefret ediyoruz. Hayatta kalanların bizimle paylaştığı kelamlı anlatımlara kulak verirken bilimi takip edeceğiz. Bu bahis, ‘tarihin karanlık bir bölümü’ olarak anılıyor, fakat yerli halk bugün yaşadıkları yankılarla hayli daha canlı.” diye konuştu.
Bulguları açıklamanın maksadının akıbetleri bilinmeyen çocukları onurlandırmak olduğunu lisana getiren Casimir, “Misilleme için burada değiliz. Doğruyu söylemek için buradayız. Kayıp çocuklara, ailelerine ve topluluklarına barış getirmenin bir yolunun haritasını çıkarıyoruz.” dedi.
NE OLMUŞTU?
Kanada’da kilise okulu bahçesindeki kayıt dışı çocuk mezarları birinci kez, 29 Mayıs’ta British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde bulunan 215 çocuğa ilişkin ceset kalıntılarıyla gündeme gelmişti.
24 Haziran’da da Saskatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuk cesedi kalıntısının olduğu mezarlar bulunmuştu.
Kanada’nın British Columbia eyaletindeki eski St. Eugene Misyon Okulu’nun yakınında da 30 Haziran 2021’de 182 çocuğa ilişkin ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar keşfedilmişti.
British Columbia eyaletinin Güney Körfez Adaları’ndan Penelakut Adasındaki Penelakut Yerli Kabilesi de 12 Temmuz’da yaptıkları duyuruda, Kuper Yatılı Kilise Okulu’na ilişkin bölgede 160’tan fazla “belgesiz ve işaretsiz” mezar bulunduğunu açıklamıştı.
Fraser Valley Üniversitesi’nden Profesör Sarah Beaulieu, Tk’emlups te Secwepmc First Nation yerli topluluğu tarafınca düzenlenen basın toplantısında yeni çalışmalara ait birinci bulguları deklare etti.
Yüzey tarama radarı uzmanı olan Prof. Beaulieu, Kamloops Yatılı Kilise Okulu bölgesinde hala araştırılması gereken yaklaşık 650 bin metrekarelik arazi olduğunu söylemiş oldu.
Birinci bulgularda mezar olması olası 200 yerden çıkarılan kemik ve diş örneklerinin incelemeye gönderildiğini anlatan Prof. Beaulieu, bulgu yerlerindeki ceset kalıntılarının bir tabut ortasında olmayışının, hem keşfi tıpkı vakitte cesede dair incelemeyi zorlaştırdığını kaydetti.
Hayatta kalanlardan, gece yataklarından kaldırılan çocukların, meyve bahçesine mezar kazmaya gdolayıldüğü bilgisini aldıklarını söyleyen Prof. Beaulieu, bölgedeki bir elma bahçesinden çocuk kaburga kemiği ve dişi bulduklarını tabir etti.
Bunun üzerine birinci etapta 7 bin metrekarelik bir alana ağırlaştıklarını bildiren Prof. Beaulieu, bölgede hala arama sonucu aldıkları yaklaşık 647 bin 500 metrekarelik alan olduğunu belirtti.
Prof. Beaulieu, bulguların isimli tıp tarafınca incelendiğini ve bölgedeki resmi kayıtlarda olmayan isimsiz mezarların gerçek sayısının bundan daha sonra ortaya çıkacağını vurguladı.
‘YERLİ HALK BUGÜN ÇOK DAHA CANLI’
Toplantıyı düzenleyen Tk’emlúps te Secwépemc First Nation topluluğundan Rosanne Casimir, hükümete ve Katolik Kilisesi’ne okullardaki kayıt ve kaynakları açıklama davetinde bulundu.
Casimir, “Bu ağır bir gerçek. İspatlar ortaya çıktıkça takip edeceğiz. Kaybolanların kimliğini belirleme sorumluluğunu, halihazırda travma geçirmiş ve bir daha geçirmekte olan, bu okullardan sağ kurtulanlara yüklemekten nefret ediyoruz. Hayatta kalanların bizimle paylaştığı kelamlı anlatımlara kulak verirken bilimi takip edeceğiz. Bu bahis, ‘tarihin karanlık bir bölümü’ olarak anılıyor, fakat yerli halk bugün yaşadıkları yankılarla hayli daha canlı.” diye konuştu.
Bulguları açıklamanın maksadının akıbetleri bilinmeyen çocukları onurlandırmak olduğunu lisana getiren Casimir, “Misilleme için burada değiliz. Doğruyu söylemek için buradayız. Kayıp çocuklara, ailelerine ve topluluklarına barış getirmenin bir yolunun haritasını çıkarıyoruz.” dedi.
NE OLMUŞTU?
Kanada’da kilise okulu bahçesindeki kayıt dışı çocuk mezarları birinci kez, 29 Mayıs’ta British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde bulunan 215 çocuğa ilişkin ceset kalıntılarıyla gündeme gelmişti.
24 Haziran’da da Saskatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuk cesedi kalıntısının olduğu mezarlar bulunmuştu.
Kanada’nın British Columbia eyaletindeki eski St. Eugene Misyon Okulu’nun yakınında da 30 Haziran 2021’de 182 çocuğa ilişkin ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar keşfedilmişti.
British Columbia eyaletinin Güney Körfez Adaları’ndan Penelakut Adasındaki Penelakut Yerli Kabilesi de 12 Temmuz’da yaptıkları duyuruda, Kuper Yatılı Kilise Okulu’na ilişkin bölgede 160’tan fazla “belgesiz ve işaretsiz” mezar bulunduğunu açıklamıştı.