Korkutan ihtar: Çiftliklerde antibiyotik kullanması Kovid’den çok daha büyük bir salgına yol açabilir!
Sıhhat uzmanları sağlıklı çiftlik hayvanlarına verilen düşük doz antibiyotiklerin yasaklanması için davetler yapıyor ve bu uygulamanın büyük bir salgına yol açabileceği konusunda ikazda bulunuyor. tıpkı vakitte iki yıldır hayatlarımızı adeta cehenneme çeviren koronavirüs salgınından bile büyük bir salgın yaşanabileceğini söylüyorlar.
Bunun niçini ise hayvanlara daima olarak verilen antibiyotiklerin antibiyotik direnci denen duruma yol açması ve olağan şartlarda antibiyotikle denetim altına alınabilecek mikropların ve başka organizmaların dirençli hale gelerek ‘süper mikrop’ haline gelme riski taşıması.
Çiftçiler yetiştirdikleri hayvanlara hastalık kapmamaları için esirgeyici dozlarda antibiyotik veriyor. Fakat 28 Ocak’ta uygulanmaya koyulacak yeni AB düzenlemesine bakılırsa artık çiftlik hayvanlarına hastalık önleyici olsa bile rutin biçimde antibiyotik vermek yasak olacak.
İngiltere AB üyeliğinden ayrıldığı için bu yeni kural bağlayıcı değil lakin ülkedeki veteriner birlikleri bu yasağın kesinlikle İngiltere için de geçerli olmasını istiyor.
2014 yılından beri çiftlik hayvanlarına antibiyotik verilmesi uygulaması azalma gösteriyor lakin uzmanlara bakılırsa yüzde 52’lik bu azalma salgın riskini yok etmek için kâfi değil. Uzmanlar sağlıklı hayvanlara hiç bir biçimde antibiyotik verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Antibiyotik direnci uzmanlar tarafınca ‘gizli pandemi’ olarak isimlendiriliyor ve Dünya Sıhhat Örgütü’nün öngörüsüne nazaran tedbir alınmazsa 2050 yılına kadar ilaçlara dirençli hastalıklar yüzünden her yıl dünya çapında 10 milyon insan ömrünü kaybedecek.
Dünya genelinde hekimler tehlikeli hale gelen bu antibiyotik direncini kırabilmek için hastaların bu ilaçlara olan bağımlılığını azaltmak için antibiyotik reçetelerinden vazgeçiyorlar. Reçete edilen antibiyotiklerin yüzde 66’sı beşerler için geri kalanı ise çiftlik hayvanları için kullanılıyor.
Uzmanlar toplu biçimde yaşayan hayvanların gerilim altında kaldığı ve bunun da bağışıklıklarına ziyan vererek hastalıklara karşı muhafazasız hale getirdiğini söylüyor. Fakat burada yapılması gereken bu hayvanlara hasta olmadıkları biçimde antibiyotik vermek değil ömür şartlarını düzelterek hastalık riskini azaltmak. Öte yandan bu hayvanların yemlerine ve sularına düşük dozda antibiyotik koymak yıllardır daha kolay ve maliyetsiz bir tahlil olduğu için uygulanmaya devam ediyor.
Bu uygulama ise tedavisi olmayan bakterilerin en kuvvetli olanlarının sağ kalacak biçimde evrilmesine ve ilaçlara dirençli hale gelmesine sebep oluyor. Bu da, üstün mikrop haline gelen bu tehlikeli virüs, bakteri ve mikropların sulara bulaşması ya da bu çiftliklerde yetişen hayvanların etlerinin yetersiz biçimde pişirilip yenmesi yoluyla insanları hasta etmesi ve hiç bir ilaçla yenilemeyecek müthiş bir salgına dönüşmesi tehlikesi taşıyor.
Sıhhat uzmanları sağlıklı çiftlik hayvanlarına verilen düşük doz antibiyotiklerin yasaklanması için davetler yapıyor ve bu uygulamanın büyük bir salgına yol açabileceği konusunda ikazda bulunuyor. tıpkı vakitte iki yıldır hayatlarımızı adeta cehenneme çeviren koronavirüs salgınından bile büyük bir salgın yaşanabileceğini söylüyorlar.
Bunun niçini ise hayvanlara daima olarak verilen antibiyotiklerin antibiyotik direnci denen duruma yol açması ve olağan şartlarda antibiyotikle denetim altına alınabilecek mikropların ve başka organizmaların dirençli hale gelerek ‘süper mikrop’ haline gelme riski taşıması.
Çiftçiler yetiştirdikleri hayvanlara hastalık kapmamaları için esirgeyici dozlarda antibiyotik veriyor. Fakat 28 Ocak’ta uygulanmaya koyulacak yeni AB düzenlemesine bakılırsa artık çiftlik hayvanlarına hastalık önleyici olsa bile rutin biçimde antibiyotik vermek yasak olacak.
İngiltere AB üyeliğinden ayrıldığı için bu yeni kural bağlayıcı değil lakin ülkedeki veteriner birlikleri bu yasağın kesinlikle İngiltere için de geçerli olmasını istiyor.
2014 yılından beri çiftlik hayvanlarına antibiyotik verilmesi uygulaması azalma gösteriyor lakin uzmanlara bakılırsa yüzde 52’lik bu azalma salgın riskini yok etmek için kâfi değil. Uzmanlar sağlıklı hayvanlara hiç bir biçimde antibiyotik verilmemesi gerektiğini savunuyor.
Antibiyotik direnci uzmanlar tarafınca ‘gizli pandemi’ olarak isimlendiriliyor ve Dünya Sıhhat Örgütü’nün öngörüsüne nazaran tedbir alınmazsa 2050 yılına kadar ilaçlara dirençli hastalıklar yüzünden her yıl dünya çapında 10 milyon insan ömrünü kaybedecek.
Dünya genelinde hekimler tehlikeli hale gelen bu antibiyotik direncini kırabilmek için hastaların bu ilaçlara olan bağımlılığını azaltmak için antibiyotik reçetelerinden vazgeçiyorlar. Reçete edilen antibiyotiklerin yüzde 66’sı beşerler için geri kalanı ise çiftlik hayvanları için kullanılıyor.
Uzmanlar toplu biçimde yaşayan hayvanların gerilim altında kaldığı ve bunun da bağışıklıklarına ziyan vererek hastalıklara karşı muhafazasız hale getirdiğini söylüyor. Fakat burada yapılması gereken bu hayvanlara hasta olmadıkları biçimde antibiyotik vermek değil ömür şartlarını düzelterek hastalık riskini azaltmak. Öte yandan bu hayvanların yemlerine ve sularına düşük dozda antibiyotik koymak yıllardır daha kolay ve maliyetsiz bir tahlil olduğu için uygulanmaya devam ediyor.
Bu uygulama ise tedavisi olmayan bakterilerin en kuvvetli olanlarının sağ kalacak biçimde evrilmesine ve ilaçlara dirençli hale gelmesine sebep oluyor. Bu da, üstün mikrop haline gelen bu tehlikeli virüs, bakteri ve mikropların sulara bulaşması ya da bu çiftliklerde yetişen hayvanların etlerinin yetersiz biçimde pişirilip yenmesi yoluyla insanları hasta etmesi ve hiç bir ilaçla yenilemeyecek müthiş bir salgına dönüşmesi tehlikesi taşıyor.