Squid Game’in sırrı! Kore dizileri niye bu kadar başarılı oluyor?
BU BAŞARIYI KÜLTÜR SİYASETLERİ GETİRDİ
“Asyada Tanınan Kültür ve Medya” kitabının muharriri Hacettepe Üniversitesi Bilişim ve Enformasyon Teknolojileri Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Memnun Binark, dizinin muvaffakiyetini anlamak için Kore’nin kültür siyasetlerine bakmak gerektiğini söylüyor:
“Kore 1990’ların sonundan itibaren kültür sanayisi alanına yatırım yapmaya başladı. 1988’deki Seul Olimpiyatları ülke için bir kırılma noktası oldu. Kore, dünyaya tabir özgürlükleri açısından daha özgür olduğu iletisini vermek istedi. Bu da ülkenin dışa yönelik bariyerlerini kaldırmasına sebep oldu.
Squid Game’in bir anda ortaya çıkmadığını vurgulayan Binark şu tabirleri kullandı: “Kore’de epeyce büyük bir sinema kültürü ve üretimi var. 2000’li senelerda sağ hükümetler kimi direktörleri kara listeye aldı. Örneğin Parazit sinemasının direktörü Bong Joon-ho, Okja sinemasını Netflix dayanağıyla yaptı. Netflix’e eser satmak lokal anlatımın globalleşmesini sağlıyor. Squid Game aslında tam bu noktada geldi.
Kapitalizmin getirdiği rekabetçilik, beşerler içindeki dayanışmanın azalması üzere mevzular tam da pandemi daha sonrasında yaşadığımız durumlarla örtüştü. Kaygı ve korkularımızın olduğu bir periyotta tüm dünyada büyük yankı uyandırdı” tabirlerini kullandı.
YOKSUL VE ZORDA KALMIŞ BEŞERLER
K-Pop ve Güney Kore kültür sanayisi üzerine çalışan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden sosyolog akademisyen Alptekin Keskin ise Kore devletinin bu dramaları diplomasi manasında bir koz olarak gördüğünü söylüyor.
Keskin, “Son açıklanan istatistiklere nazaran 2020 yılında Kore’de üretilen içeriklerin ülkeye bir yıllık katkısının 10.8 milyar dolar olduğu açıklandı. Bu sayı aslında görünenin hayli daha azı. Zira bu sanayi yardımıyla onlarca farklı bölüm oluşuyor ve kalkınıyor. Squid Game, Güney Kore’nin görmediğimiz bir yüzünü fakirliği, sıkıntı durumda kalmış insanları mevzu alıyor” diyor.
“Geçen yıl Oscar mükafatı kazanan Parazit sineması de birebir mantıkla yola çıkmış bir filmdi” diyen Keskin şunları söylüyor: “Kore’nin varlıklı ve teknoloji devi bir ülke olmasının yanı sıra toplumsal manada uçurumları var. Toplumsal sınıflar keskin bir çizgi haline gelmiş.
Orta sınıfın dünya genelinde erimesi ve alt gelir kümelerinin bir biçimde borç batağına düşme durumu Squid Game’de hayli sarsıcı bir biçimde ele alınıyor. Dizinin sıradan lakin gerçekliğe dokunan bir anlatımı var” diyor.
KORE KÜLTÜRÜ BİZE EPEYCE YAKIN
Kiraz Mevsimi, No:309 Yalnızca Sen üzere Kore uyarlaması dizi ve sinemaların senaristi Aslı Güçlü: “Kore sinemasının ve dizilerinin dünyada ve ülkemizde tesirli olmasının, geniş kitlelere ulaşıp karşılık bulmasının bence en büyük niçini, her vakit başrolde hissin olması.
Hayata dair, beşere dair her türlü hissin büyük bir ustalıkla kıssaya eklenmesi, Kore işlerini empati yapılabilir hale getiriyor, bu da işin geniş kitlelere ulaşmasına sebep oluyor.
Kore işlerinin Türkiye’de bu kadar sevilmesindeki bir öbür sebep de kültür olarak bize yakın olmaları diyebilirim. Aile teriminin kıymetinden, evliliğin kutsallığına, yaşlılara hürmetten, meskene ayakkabıyla girilmemesine kadar biroldukça ortak nokta ve paha var.”
BU BAŞARIYI KÜLTÜR SİYASETLERİ GETİRDİ
“Asyada Tanınan Kültür ve Medya” kitabının muharriri Hacettepe Üniversitesi Bilişim ve Enformasyon Teknolojileri Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Memnun Binark, dizinin muvaffakiyetini anlamak için Kore’nin kültür siyasetlerine bakmak gerektiğini söylüyor:
“Kore 1990’ların sonundan itibaren kültür sanayisi alanına yatırım yapmaya başladı. 1988’deki Seul Olimpiyatları ülke için bir kırılma noktası oldu. Kore, dünyaya tabir özgürlükleri açısından daha özgür olduğu iletisini vermek istedi. Bu da ülkenin dışa yönelik bariyerlerini kaldırmasına sebep oldu.
Squid Game’in bir anda ortaya çıkmadığını vurgulayan Binark şu tabirleri kullandı: “Kore’de epeyce büyük bir sinema kültürü ve üretimi var. 2000’li senelerda sağ hükümetler kimi direktörleri kara listeye aldı. Örneğin Parazit sinemasının direktörü Bong Joon-ho, Okja sinemasını Netflix dayanağıyla yaptı. Netflix’e eser satmak lokal anlatımın globalleşmesini sağlıyor. Squid Game aslında tam bu noktada geldi.
Kapitalizmin getirdiği rekabetçilik, beşerler içindeki dayanışmanın azalması üzere mevzular tam da pandemi daha sonrasında yaşadığımız durumlarla örtüştü. Kaygı ve korkularımızın olduğu bir periyotta tüm dünyada büyük yankı uyandırdı” tabirlerini kullandı.
YOKSUL VE ZORDA KALMIŞ BEŞERLER
K-Pop ve Güney Kore kültür sanayisi üzerine çalışan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden sosyolog akademisyen Alptekin Keskin ise Kore devletinin bu dramaları diplomasi manasında bir koz olarak gördüğünü söylüyor.
Keskin, “Son açıklanan istatistiklere nazaran 2020 yılında Kore’de üretilen içeriklerin ülkeye bir yıllık katkısının 10.8 milyar dolar olduğu açıklandı. Bu sayı aslında görünenin hayli daha azı. Zira bu sanayi yardımıyla onlarca farklı bölüm oluşuyor ve kalkınıyor. Squid Game, Güney Kore’nin görmediğimiz bir yüzünü fakirliği, sıkıntı durumda kalmış insanları mevzu alıyor” diyor.
“Geçen yıl Oscar mükafatı kazanan Parazit sineması de birebir mantıkla yola çıkmış bir filmdi” diyen Keskin şunları söylüyor: “Kore’nin varlıklı ve teknoloji devi bir ülke olmasının yanı sıra toplumsal manada uçurumları var. Toplumsal sınıflar keskin bir çizgi haline gelmiş.
Orta sınıfın dünya genelinde erimesi ve alt gelir kümelerinin bir biçimde borç batağına düşme durumu Squid Game’de hayli sarsıcı bir biçimde ele alınıyor. Dizinin sıradan lakin gerçekliğe dokunan bir anlatımı var” diyor.
KORE KÜLTÜRÜ BİZE EPEYCE YAKIN
Kiraz Mevsimi, No:309 Yalnızca Sen üzere Kore uyarlaması dizi ve sinemaların senaristi Aslı Güçlü: “Kore sinemasının ve dizilerinin dünyada ve ülkemizde tesirli olmasının, geniş kitlelere ulaşıp karşılık bulmasının bence en büyük niçini, her vakit başrolde hissin olması.
Hayata dair, beşere dair her türlü hissin büyük bir ustalıkla kıssaya eklenmesi, Kore işlerini empati yapılabilir hale getiriyor, bu da işin geniş kitlelere ulaşmasına sebep oluyor.
Kore işlerinin Türkiye’de bu kadar sevilmesindeki bir öbür sebep de kültür olarak bize yakın olmaları diyebilirim. Aile teriminin kıymetinden, evliliğin kutsallığına, yaşlılara hürmetten, meskene ayakkabıyla girilmemesine kadar biroldukça ortak nokta ve paha var.”