DeliSevda
Co-Admin
2021 – 2022 Eğitim ve Öğretim yılının birinci devri 21 Ocak Cuma günü sona eriyor. Karne vakit içinderında öğrencilerin büyük gerilim yaşadıklarını belirten uzmanlar, aile ortasında kıymetlendirme yapılırken dikkat edilmesi gereken en değerli noktanın karne notu değil, çocuğun çalışma performansının yani süreç değerlendirilmesinin yapılması olduğunu tabir ediyor.
Öncelik notlar değil
Karne vakit içinderı ya da imtihan sonuçlarının belirtildiğı vakit dilimlerinin öğrencilerin büyük gerilim yaşadıkları vakit dilimleri olduğunu belirten Seda Aydoğdu, “Bu durum hem öğrenci tıpkı vakitte aile için zorlayıcı oluyor. hem de ebeveyn ve çocuk bağını de olumsuz etkileyen bir müddetç yaşanabiliyor. Konut içi sağlıklı irtibatın desteklenmesi ve bireylerin birbirlerini anlayıp talep ve beklentilerin net bir biçimde bilinmesi için anne, baba ve çocuğun kitle irtibat araçları olmadan konuşabilecekleri sakin bir ortam yaratılmalı. Karneye kadar olan ders çalışma sistemi ve notlar değerlendirilirken dikkat edilmesi gereken en değerli nokta karne notunun değil, çocuğun çalışma performansının yani süreç değerlendirilmesinin yapılmasıdır.” dedi.
Suçlayıcı ve kıyaslayıcı olmayın
Aydoğdu, “Ebeveynlerin performans manasında çocukların daha düzgün olabileceklerini düşündüklerini ve bundan dolayı hayal kırıklığı hissetmeleri mümkün. Ebeveynler hislerini çocukları ile sakince paylaşabilir lakin his tabirlerinde dikkat etmeleri gereken çok değerli bir nokta vardır. His, fikir ve beklentilerini tabir ederken suçlayıcı, yargılayıcı ve başka arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tabirlerden katiyen ve muhakkak uzak durulmalı. Suçlayıcı ya da kıyaslayıcı tabirler çocuğun benlik hürmetini ve özgüvenini düşürür, kendisini kıymetsiz, yetersiz ve sevilmeyen biri olduğunu düşünmesine sebep olur. Bu durum da içe kapanmasını birlikteinde getirir. Çocukta olumlu bir benlik hürmeti gelişmesi isteniyorsa ve özgüveninin yüksek olması bekleniyorsa ona karşı kıyaslayıcı ve incitici telaffuzlardan kaçınılması gerekiyor. Karne notlarının değerlendirilmesinde süreç ön planda olmalı ve çalışma performansıyla ilgili kanılar paylaşıldıktan daha sonra neyi nasıl yapabileceğine dair yönlendirmelerde bulunulabilir.”
Ceza verilmemeli
Ödül ve ceza teriminin çocuklar için epeyce hassas kavramlar olduğunu vurgulayan Aydoğdu, “Özellikle küçük yaş kümesi çocuklar, aldıkları mükafatlar yahut cezalar üzerinden sevilip sevilmediklerine dair çıkarımda bulunabilirler. Yaşla bir arada bu durum ‘ailem beni yalnızca derslerim âlâ olursa sever’ biçiminde daha net çıkarımlarda bulunmalarına sebep olabiliyor. Bu sebeple çocuğun aldığı karne notları üzerinden ödül yahut ceza vermenin gerçek bir yol olmadığının altını çizmekte yarar var. Süreç değerlendirmesi hakkında olumlu yahut olumsuz geri bildirimler verilebilir. Ayrıyeten çocuğun daima ders çalışmasını beklemek hayli gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Toplumsal ömrün ve bağlantılarının de gelişimi için çok değerli olduğunun bilinmesi büyük ehemmiyet taşıyor. Bu sebeple konulan sınırlamaların mutlaka bir istikrarı olmalı.” sözlerini kullandı.
Gelişim periyoduna dikkat
Ödül istenilen bir davranışı pekiştirmek için verilirken cezanın istenilmeyen bir davranış ortaya çıktığında çocuk onu yine yapmasın diye verilen bir durum olduğunu belirten Aydoğdu, kelamlarını şu biçimde tamamladı: “Ödül ve ceza istikrarı kurulurken ebeveynlerin yaptığı en büyük yanılgı, çocuğun hangi gelişim periyodu içerisinde olduğunu düşünmeden hareket etmeleridir. Çocuğun içerisinde bulunduğu gelişim periyodu bilinmeli ve o periyoda ilişkin gereksinimleri da fark edilmeli. Bu gereksinimler yok sayılarak konulan sınırlamaların çocuk üzerinde ve çocukla kurulan münasebet üzerinde olumsuz tesirler yaratabileceği unutulmamalıdır. Ödülde ise maddi olarak fazlaca büyük mükafatlar verilmemeli yahut bilhassa okul devrinde konulan teknoloji kullanmasının fazlaca üzerine çıkılmamalı. Bu durum tatil dönüşü çocuğun okula ve derslerine adapte olmasını zorlaştıracağı üzere toplumsal gelişmenini de sekteye uğratabiliyor.”
Öncelik notlar değil
Karne vakit içinderı ya da imtihan sonuçlarının belirtildiğı vakit dilimlerinin öğrencilerin büyük gerilim yaşadıkları vakit dilimleri olduğunu belirten Seda Aydoğdu, “Bu durum hem öğrenci tıpkı vakitte aile için zorlayıcı oluyor. hem de ebeveyn ve çocuk bağını de olumsuz etkileyen bir müddetç yaşanabiliyor. Konut içi sağlıklı irtibatın desteklenmesi ve bireylerin birbirlerini anlayıp talep ve beklentilerin net bir biçimde bilinmesi için anne, baba ve çocuğun kitle irtibat araçları olmadan konuşabilecekleri sakin bir ortam yaratılmalı. Karneye kadar olan ders çalışma sistemi ve notlar değerlendirilirken dikkat edilmesi gereken en değerli nokta karne notunun değil, çocuğun çalışma performansının yani süreç değerlendirilmesinin yapılmasıdır.” dedi.
Suçlayıcı ve kıyaslayıcı olmayın
Aydoğdu, “Ebeveynlerin performans manasında çocukların daha düzgün olabileceklerini düşündüklerini ve bundan dolayı hayal kırıklığı hissetmeleri mümkün. Ebeveynler hislerini çocukları ile sakince paylaşabilir lakin his tabirlerinde dikkat etmeleri gereken çok değerli bir nokta vardır. His, fikir ve beklentilerini tabir ederken suçlayıcı, yargılayıcı ve başka arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tabirlerden katiyen ve muhakkak uzak durulmalı. Suçlayıcı ya da kıyaslayıcı tabirler çocuğun benlik hürmetini ve özgüvenini düşürür, kendisini kıymetsiz, yetersiz ve sevilmeyen biri olduğunu düşünmesine sebep olur. Bu durum da içe kapanmasını birlikteinde getirir. Çocukta olumlu bir benlik hürmeti gelişmesi isteniyorsa ve özgüveninin yüksek olması bekleniyorsa ona karşı kıyaslayıcı ve incitici telaffuzlardan kaçınılması gerekiyor. Karne notlarının değerlendirilmesinde süreç ön planda olmalı ve çalışma performansıyla ilgili kanılar paylaşıldıktan daha sonra neyi nasıl yapabileceğine dair yönlendirmelerde bulunulabilir.”
Ceza verilmemeli
Ödül ve ceza teriminin çocuklar için epeyce hassas kavramlar olduğunu vurgulayan Aydoğdu, “Özellikle küçük yaş kümesi çocuklar, aldıkları mükafatlar yahut cezalar üzerinden sevilip sevilmediklerine dair çıkarımda bulunabilirler. Yaşla bir arada bu durum ‘ailem beni yalnızca derslerim âlâ olursa sever’ biçiminde daha net çıkarımlarda bulunmalarına sebep olabiliyor. Bu sebeple çocuğun aldığı karne notları üzerinden ödül yahut ceza vermenin gerçek bir yol olmadığının altını çizmekte yarar var. Süreç değerlendirmesi hakkında olumlu yahut olumsuz geri bildirimler verilebilir. Ayrıyeten çocuğun daima ders çalışmasını beklemek hayli gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Toplumsal ömrün ve bağlantılarının de gelişimi için çok değerli olduğunun bilinmesi büyük ehemmiyet taşıyor. Bu sebeple konulan sınırlamaların mutlaka bir istikrarı olmalı.” sözlerini kullandı.
Gelişim periyoduna dikkat
Ödül istenilen bir davranışı pekiştirmek için verilirken cezanın istenilmeyen bir davranış ortaya çıktığında çocuk onu yine yapmasın diye verilen bir durum olduğunu belirten Aydoğdu, kelamlarını şu biçimde tamamladı: “Ödül ve ceza istikrarı kurulurken ebeveynlerin yaptığı en büyük yanılgı, çocuğun hangi gelişim periyodu içerisinde olduğunu düşünmeden hareket etmeleridir. Çocuğun içerisinde bulunduğu gelişim periyodu bilinmeli ve o periyoda ilişkin gereksinimleri da fark edilmeli. Bu gereksinimler yok sayılarak konulan sınırlamaların çocuk üzerinde ve çocukla kurulan münasebet üzerinde olumsuz tesirler yaratabileceği unutulmamalıdır. Ödülde ise maddi olarak fazlaca büyük mükafatlar verilmemeli yahut bilhassa okul devrinde konulan teknoloji kullanmasının fazlaca üzerine çıkılmamalı. Bu durum tatil dönüşü çocuğun okula ve derslerine adapte olmasını zorlaştıracağı üzere toplumsal gelişmenini de sekteye uğratabiliyor.”