Nasıl suskun olunur ?

Sude

Yeni Üye
Nasıl Suskun Olunur?

Herkese merhaba,

Bugün sizlerle çok derin bir konu hakkında bir hikâye paylaşmak istiyorum. Belki de hepimizin içinde zaman zaman yaşadığı, kelimelerin yetersiz kaldığı, susmanın daha doğru olduğu anların bir yansımasıdır. Bu hikayeyi anlatmak için sabırsızlanıyorum. Duyguların, ilişkilerin ve insanların birbirini anlamaya çalışırken bazen dilin değil, suskunluğun daha etkili olduğuna inanıyorum. Belki de bu yazıyı okurken, bazıları sizdeki suskunluğun anlamını daha iyi kavrayabilir.

Bir Kadın ve Bir Erkek: Farklı Düşünceler, Aynı Suskunluk

Başlangıçta her şey çok basitti. Zeynep ve Emre, yıllardır birbirlerini tanıyorlardı. Zeynep, her konuda duyarlı, empatik ve her zaman başkalarının hislerine öncelik veren bir kadındı. Emre ise, mantıklı, çözüm odaklı, daha çok stratejik düşünen bir adamdı. İkisi de farklı yöntemlerle sorunları çözmeye çalışır, fakat bir noktada aralarındaki tek fark – ve belki de en belirgin fark – suskunluklarıydı.

Bir gün, hayatlarının dönüm noktasını yaşayacakları o an geldi. Emre, zor bir iş kararı almıştı. Zeynep, bu kararı Emre'nin duygusal olarak nasıl etkileyeceğini merak ediyordu. Ama Emre her zamanki gibi, sadece çözüm odaklıydı, duygularını çok açık bir şekilde ifade etmiyordu. O gün Zeynep, Emre’nin sakin duruşunu, gözlerindeki hüzünlü derinliği fark etti ama hiçbir şey söylemedi.

Suskunluk Arasında Kayıp Duygular

Zeynep, suskunluğun her zaman boşluk değil, anlam taşıdığını düşünüyordu. Ama o an, Emre'nin suskunluğunda bir anlam bulamıyordu. “Niye konuşmuyor?” diye düşündü içinden. “Beni hissetmiyor mu? Benimle konuşmaya değer bulmuyor mu?” Yavaşça, kendini Emre’nin suskunluğuna karışmış, yalnız ve yabancı hissetti.

Emre ise, duygusal yükleri, sözlerle ifade etmektense, bir çözüm bulmaya odaklanıyordu. Duygularını açıklamak, ona göre zaman kaybıydı. “Ne demek istiyor ki?” diye kendi kendine mırıldandı. “Sadece anlamaya çalıştığımda bile, bana bir çözüm sunmak istiyor. Ama belki de, hissettiklerimi kelimelerle anlatmamı bekliyor.”

Zeynep'in aklında bu sorular dönüp dururken, Emre'nin içindeki suskunluğun aslında birer çözüm önerisi olduğunu fark etti. Emre, kelimelerle değil, duruşuyla, bakışlarıyla anlatmaya çalışıyordu. Fakat Zeynep, bunu bir türlü kabullenemedi.

Kadınların Empatik Suskunluğu

Zeynep, hislerini anlamaya çalıştığında, suskunluğun empatiyi yansıttığını düşündü. Bir kadının suskunluğu, bazen birini dinlemek, anlamak ve sadece orada olmak için bir tercih olabilir. Fakat Zeynep, Emre’nin suskunluğunda, bir anlam bulamıyordu. Emre’nin yanına gitmek, ona dokunmak, belki de hiçbir şey söylemeden sadece var olmak istedi. Ama Emre'nin suskunluğu, Zeynep’i anlamaktan çok, ona yaklaşmaya engel oluyordu.

Zeynep, ilişkilerde kadınların çoğunlukla suskunluklarını, başkalarına empatik yaklaşarak duydukları kaygıları paylaşma şekli olarak kabul ederdi. Onlar, duygusal olarak, bir kelime kullanmadan, karşısındaki kişiye sahip çıkmayı beklerlerdi. Ancak bu, erkeklerin stratejik yaklaşımlarına ters düşüyordu.

Erkeklerin Stratejik Suskunluğu

Emre, Zeynep’in sessizliğini hep bir strateji olarak görmüştü. Erkekler, çözüm arayışları ve mantıklı düşünme tarzlarıyla bilinirler. Bir sorunla karşılaştıklarında, çözümü aramak için hızlıca harekete geçerler. Bu nedenle, suskunlukları bazen bir çıkış yolu olarak değerlendirilir.

Emre, bir konuda karar alırken, bazen hissettiklerini ifade etmek yerine, net bir adım atmayı tercih ederdi. Hissiyatını açığa çıkarmak, onun için bir kayıp gibi gelirdi. Sadece karşısındakinin suskunluğunu anlamaya çalışır ve çözüm arar. Fakat Zeynep, bu yaklaşımı bir yabancılaşma olarak görürken, Emre, onun suskunluğunu empatik bir alan olarak anlamayı denerdi.

Zeynep, bir sabah Emre’ye yaklaşarak sadece şu cümleyi söyledi: “Söylemek istemediğin bir şeyler var, değil mi?”

Emre, derin bir nefes alıp başını eğdi. Zeynep'in içindeki anlayışı, bir çözüm önerisi gibi değil, gerçek bir destek gibi algılayarak cevap verdi: “Evet, ama bazen çözüm bulunmaz, sadece susmak gerekebilir.”

Sonuçta Susmak Ne İfade Eder?

Zeynep ve Emre’nin hikayesi, ilişkilerde suskunluğun ne anlama geldiğiyle ilgili pek çok soruyu gündeme getiriyor. Kadınlar, suskunluklarında empatiyi ve anlayışı ararken, erkekler bazen susarak sadece çözüm üretmeye çalışırlar. Belki de suskunluk, ikisi için de farklı bir dil haline gelir. Bu dilde, bir anlam bulabilmek, bazen kelimelerin ötesinde bir bağ kurmayı gerektirir.

Belki de, suskunluk, birinin kalbine dokunmanın en derin yoludur. Kim bilir?

Benim hikâyem burada bitti, ama sizlerin düşüncelerini duymak isterim. Gerçekten, suskunluk bazen ne kadar anlamlı olabilir? Hadi, düşüncelerinizi paylaşın ve bu konuda fikirlerinizi görelim.
 
Üst