Cansu
Yeni Üye
Selamlar! Konuya İlgi Duyan Birinden Samimi Bir Giriş
Forumu karıştırırken “Perşembe İngilizce ne demek?” sorusunun sıkça döndüğünü gördüm ve hem hızlı bir cevap hem de derinleşebileceğimiz bir tartışma açmak istedim. Gündelik konuşmadan akademik metne kadar birçok bağlamda “Perşembe”nin İngilizcedeki karşılığı, telaffuzu, kullanımı ve kültürel çağrışımları hakkında bildiklerimi toparladım; sonrasında farklı bakış açılarını kıyaslayıp size birkaç soru yönelteceğim. Böylece hem doğru ifadeyi cebimize koyarız hem de dilin incelikleri üzerine keyifli bir sohbet açarız.
“Perşembe” İngilizcede Ne Demek? Kısa Cevap + Uzun Açıklama
Kısa cevap: “Perşembe” = Thursday.
Uzun açıklama: Thursday, modern İngilizcede haftanın dördüncü iş gününü (çoğu ülkede haftanın beş iş günü sayımına göre) belirtir. İngilizce gün adları büyük harfle yazılır: Thursday. Kısaltmaları “Thu”, “Thur”, “Thurs” ve takvim/tabloda tek harf kısaltması olarak “Th” görülebilir (özellikle “M T W Th F” gibi).
Telaffuz ve Yazım: Küçük Detaylar Büyük Fark Yaratır
• Telaffuz (US/Gen Am): /ˈθɜːrzdeɪ/ (yaklaşık “THÖRZ-dey”).
• Telaffuz (UK/RP): /ˈθɜːzdeɪ/ (r sesi zayıflayabilir, “THÖZ-dey”).
• İlk ses /θ/ Türkçedeki “th” benzeri; dil ucunu üst dişlere hafifçe dokundurup havayı üfleyin.
• Yazım hatası uyarısı: Thrusday yanlıştır; doğru yazım Thursday.
• Vurgu genelde ilk hecededir: THURsday.
Dilbilgisel Kullanım: Edatlar, Zaman İfadeleri ve İnce Nüanslar
• Doğru edat: on Thursday. (Yanlış: in Thursday, at Thursday).
• “Bu Perşembe” = this Thursday (takip eden en yakın Perşembe).
• “Gelecek Perşembe” = next Thursday (bazı konuşurlarda “bu haftadaki değil, bir sonraki” anlamına kayabilir). Takvim karışıklığını azaltmak için tarih ekleyin: next Thursday (Oct 16) gibi.
• “Perşembeye kadar” = by Thursday (son teslim tarihi Perşembe gününün sonuna kadar).
• “Perşembeden itibaren” = from Thursday / starting Thursday.
• Rutinlerde çoğul: on Thursdays (her Perşembe).
• Örnekler:
– Let’s meet on Thursday at 3 pm.
– The report is due by Thursday.
– We train on Thursdays, not on Fridays.
Bağlamlar ve Deyimler: Thursday’in Çağrışımları
• Anglo kültürde “Thursday” çoğu iş yerinde haftanın yoğun ama “son viraj” günlerinden biri. “Throwback Thursday (TBT)” sosyal medyada geçmiş fotoğraf paylaşımlarının popüler etiketidir.
• Spor/etkinlik takvimlerinde Thursday Night ifadesi sık geçer.
• Eğitim/iş planlamasında “Thursday deadline” ifadesi “hafta bitmeden yetiştir” vurgusu taşır.
Karşılaştırmalı Bakış: Analitik/Veri Odaklı Yaklaşım ile Duygusal/Toplumsal Odaklı Yaklaşım
Aşağıda iki farklı düşünme biçimini, forumlarda sıkça gözlenen örüntüler olarak yan yana koyuyorum. Bu tarzlar cinsiyetten bağımsız olarak herkes tarafından benimsenebilir; burada yalnızca tartışma kolaylığı için iki eğilimi karşılaştırıyorum.
1) Analitik ve Veri Odaklı Bakış (sıklıkla “nesnel” çerçeve):
• Tanım ve Kural: “Perşembe”nin İngilizcesi Thursday; on edatıyla kullanılır. Yazım her zaman büyük harfle başlar.
• Standartlar ve Kısaltmalar: İş akışlarında “Thu/Thurs” kısaltması; takvimlerde “Th”.
• Hata Analizi: En sık hatalar: yanlış edat (in Thursday), yanlış yazım (Thrusday), küçük harfle başlama (thursday).
• Risk Azaltma: Karışıklığı yok etmek için ISO tarih ekleyin (ör. Thu, 16 Oct 2025).
• Performans Odaklı Öneri: Toplantı davetlerinde tek tip format: Thu 10:00–11:00 (GMT+3).
• Karar Kriteri: “Bu Perşembe mi, gelecek Perşembe mi?” sorusunda belirsizlik varsa tarih ile sabitle.
2) Duygusal ve Toplumsal Etkilere Odaklı Bakış (sıklıkla “bağlamsal/ilişkisel” çerçeve):
• Anlamın Yaşanmışlığı: “Thursday” hafta psikolojisinde “maratonun son düzlük” hissi; motivasyon mesajlarında “one more push” temasına oturur.
• Topluluk Dinamikleri: Ekip kültüründe “Thursday check-in” haftanın nabzını tutar; sosyal medyada #TBT ile kimlik ve aidiyet üretir.
• İletişim Tonu: Davetlerde sıcaklık ve netlik birlikte: “Let’s catch up this Thursday afternoon—how does 3-ish sound?”
• Anlamın Pazarlaması: Etkinlik duyurularında “Thursday vibe” söylemi (hafta sonu beklentisini besleyen, katılımı artıran dil).
• Refleksif Not: İnsanlar “next Thursday” ifadesini farklı yorumlayabilir; ilişkiselliği korumak için “Bu tarihi mi kastettin?” diye nezaketle teyit.
Kısa Karşılaştırma:
• Hedefi netleştirme: Analitik yaklaşım kuralları ve formatı öne çıkarırken; bağlamsal yaklaşım ton, motivasyon ve topluluk etkisini önemser.
• Yanlış anlamayı önleme: Analitik taraf tarih ve saat standardizasyonunu savunur; bağlamsal taraf karşılıklı teyit ve duyarlılık önerir.
• İkisini harmanlamak: “on Thursday, Oct 16, 15:00” gibi net bir çekirdek + kısa, sıcak bir cümle (“Looking forward!”) çoğu senaryoda en iyi sonuç.
Türkçe–İngilizce Düşünme Farkları: Zamanı Yerleştirme
• Türkçe “bu/gelecek Perşembe” ayrımı konuşma bağlamına çok bağlıyken, İngilizcede bunu this/next Thursday ile doğru ve net kurmak önemli.
• İngilizcede gün adının büyük harfle başlaması yazı profesyonelliğini artırır.
• Eşlik eden edatlar Türkçeden farklıdır: Türkçede -de/-da ekleriyle çözdüğümüz şeyi İngilizce on ile yaparız.
Sık Hatalar ve Hızlı İpuçları
1. Yanlış edat: in Thursday
→ on Thursday 
2. Belirsiz zaman: Let’s meet next Thursday (karışık olabilir) → Let’s meet next Thursday, Oct 16, at 3 pm
3. Küçük harf: thursday
→ Thursday 
4. Yazım kayması: Thrusday
→ Thursday 
5. Deyim farkı: TBT, “Throwback Thursday” bağlam dışı kalabilir; iş yazışmalarında kaçının, sosyalda kullanın.
Topluluğa Sorular: Tartışmayı Derinleştirelim
• Sizce this Thursday ile next Thursday ayrımını en net nasıl anlatıyoruz? Ekiplerinizde tarih eklemek yeterli mi, yoksa saat/dil öbeği de şart mı?
• Toplantı davetlerinde analitik netlik (ISO tarih/saat, tek tip format) mi, yoksa bağlamsal sıcaklık (arkadaşça ton, kısa motivasyon cümlesi) mı katılımı daha çok artırıyor?
• “Thursday vibe” türü kültürel göndermeler uluslararası ekiplerde iletişimi güçlendiriyor mu, yoksa kafa karışıklığı yaratıyor mu?
• Eğitim/okul ortamında öğrencilerin en çok hangi hatayı yaptığını gözlemliyorsunuz: edat mı, büyük harf mi, yoksa “this/next” ayrımı mı?
• Kendi alanınızda (yazılım sürüm takvimi, pazarlama kampanyası, akademik teslim) Perşembe’nin özel bir yeri var mı? Varsa neden?
Kapanış Notu: Akılda Kalacak Mini Rehber
• Cevap: Perşembe = Thursday.
• Kullanım: on Thursday, by Thursday, this/next Thursday (mümkünse tarih ekle).
• Yazım: Büyük harf, doğru sıralama (Thur-s-day).
• Pratik Şablon: “Let’s meet on Thursday, Oct 16, at 15:00 (GMT+3).” Ardından kısa bir sıcak cümle: “Looking forward!”
• Son Sözcük: Analitik netliği ve bağlamsal duyarlılığı birleştirdiğimizde, “Thursday” sadece doğru kelime olmakla kalmaz; takvimde işleyen bir anlaşmaya dönüşür. Siz nasıl kullanıyorsunuz—pratik örneklerinizi ve yaşadığınız karışıklıkları paylaşır mısınız?
Forumu karıştırırken “Perşembe İngilizce ne demek?” sorusunun sıkça döndüğünü gördüm ve hem hızlı bir cevap hem de derinleşebileceğimiz bir tartışma açmak istedim. Gündelik konuşmadan akademik metne kadar birçok bağlamda “Perşembe”nin İngilizcedeki karşılığı, telaffuzu, kullanımı ve kültürel çağrışımları hakkında bildiklerimi toparladım; sonrasında farklı bakış açılarını kıyaslayıp size birkaç soru yönelteceğim. Böylece hem doğru ifadeyi cebimize koyarız hem de dilin incelikleri üzerine keyifli bir sohbet açarız.
“Perşembe” İngilizcede Ne Demek? Kısa Cevap + Uzun Açıklama
Kısa cevap: “Perşembe” = Thursday.
Uzun açıklama: Thursday, modern İngilizcede haftanın dördüncü iş gününü (çoğu ülkede haftanın beş iş günü sayımına göre) belirtir. İngilizce gün adları büyük harfle yazılır: Thursday. Kısaltmaları “Thu”, “Thur”, “Thurs” ve takvim/tabloda tek harf kısaltması olarak “Th” görülebilir (özellikle “M T W Th F” gibi).
Telaffuz ve Yazım: Küçük Detaylar Büyük Fark Yaratır
• Telaffuz (US/Gen Am): /ˈθɜːrzdeɪ/ (yaklaşık “THÖRZ-dey”).
• Telaffuz (UK/RP): /ˈθɜːzdeɪ/ (r sesi zayıflayabilir, “THÖZ-dey”).
• İlk ses /θ/ Türkçedeki “th” benzeri; dil ucunu üst dişlere hafifçe dokundurup havayı üfleyin.
• Yazım hatası uyarısı: Thrusday yanlıştır; doğru yazım Thursday.
• Vurgu genelde ilk hecededir: THURsday.
Dilbilgisel Kullanım: Edatlar, Zaman İfadeleri ve İnce Nüanslar
• Doğru edat: on Thursday. (Yanlış: in Thursday, at Thursday).
• “Bu Perşembe” = this Thursday (takip eden en yakın Perşembe).
• “Gelecek Perşembe” = next Thursday (bazı konuşurlarda “bu haftadaki değil, bir sonraki” anlamına kayabilir). Takvim karışıklığını azaltmak için tarih ekleyin: next Thursday (Oct 16) gibi.
• “Perşembeye kadar” = by Thursday (son teslim tarihi Perşembe gününün sonuna kadar).
• “Perşembeden itibaren” = from Thursday / starting Thursday.
• Rutinlerde çoğul: on Thursdays (her Perşembe).
• Örnekler:
– Let’s meet on Thursday at 3 pm.
– The report is due by Thursday.
– We train on Thursdays, not on Fridays.
Bağlamlar ve Deyimler: Thursday’in Çağrışımları
• Anglo kültürde “Thursday” çoğu iş yerinde haftanın yoğun ama “son viraj” günlerinden biri. “Throwback Thursday (TBT)” sosyal medyada geçmiş fotoğraf paylaşımlarının popüler etiketidir.
• Spor/etkinlik takvimlerinde Thursday Night ifadesi sık geçer.
• Eğitim/iş planlamasında “Thursday deadline” ifadesi “hafta bitmeden yetiştir” vurgusu taşır.
Karşılaştırmalı Bakış: Analitik/Veri Odaklı Yaklaşım ile Duygusal/Toplumsal Odaklı Yaklaşım
Aşağıda iki farklı düşünme biçimini, forumlarda sıkça gözlenen örüntüler olarak yan yana koyuyorum. Bu tarzlar cinsiyetten bağımsız olarak herkes tarafından benimsenebilir; burada yalnızca tartışma kolaylığı için iki eğilimi karşılaştırıyorum.
1) Analitik ve Veri Odaklı Bakış (sıklıkla “nesnel” çerçeve):
• Tanım ve Kural: “Perşembe”nin İngilizcesi Thursday; on edatıyla kullanılır. Yazım her zaman büyük harfle başlar.
• Standartlar ve Kısaltmalar: İş akışlarında “Thu/Thurs” kısaltması; takvimlerde “Th”.
• Hata Analizi: En sık hatalar: yanlış edat (in Thursday), yanlış yazım (Thrusday), küçük harfle başlama (thursday).
• Risk Azaltma: Karışıklığı yok etmek için ISO tarih ekleyin (ör. Thu, 16 Oct 2025).
• Performans Odaklı Öneri: Toplantı davetlerinde tek tip format: Thu 10:00–11:00 (GMT+3).
• Karar Kriteri: “Bu Perşembe mi, gelecek Perşembe mi?” sorusunda belirsizlik varsa tarih ile sabitle.
2) Duygusal ve Toplumsal Etkilere Odaklı Bakış (sıklıkla “bağlamsal/ilişkisel” çerçeve):
• Anlamın Yaşanmışlığı: “Thursday” hafta psikolojisinde “maratonun son düzlük” hissi; motivasyon mesajlarında “one more push” temasına oturur.
• Topluluk Dinamikleri: Ekip kültüründe “Thursday check-in” haftanın nabzını tutar; sosyal medyada #TBT ile kimlik ve aidiyet üretir.
• İletişim Tonu: Davetlerde sıcaklık ve netlik birlikte: “Let’s catch up this Thursday afternoon—how does 3-ish sound?”
• Anlamın Pazarlaması: Etkinlik duyurularında “Thursday vibe” söylemi (hafta sonu beklentisini besleyen, katılımı artıran dil).
• Refleksif Not: İnsanlar “next Thursday” ifadesini farklı yorumlayabilir; ilişkiselliği korumak için “Bu tarihi mi kastettin?” diye nezaketle teyit.
Kısa Karşılaştırma:
• Hedefi netleştirme: Analitik yaklaşım kuralları ve formatı öne çıkarırken; bağlamsal yaklaşım ton, motivasyon ve topluluk etkisini önemser.
• Yanlış anlamayı önleme: Analitik taraf tarih ve saat standardizasyonunu savunur; bağlamsal taraf karşılıklı teyit ve duyarlılık önerir.
• İkisini harmanlamak: “on Thursday, Oct 16, 15:00” gibi net bir çekirdek + kısa, sıcak bir cümle (“Looking forward!”) çoğu senaryoda en iyi sonuç.
Türkçe–İngilizce Düşünme Farkları: Zamanı Yerleştirme
• Türkçe “bu/gelecek Perşembe” ayrımı konuşma bağlamına çok bağlıyken, İngilizcede bunu this/next Thursday ile doğru ve net kurmak önemli.
• İngilizcede gün adının büyük harfle başlaması yazı profesyonelliğini artırır.
• Eşlik eden edatlar Türkçeden farklıdır: Türkçede -de/-da ekleriyle çözdüğümüz şeyi İngilizce on ile yaparız.
Sık Hatalar ve Hızlı İpuçları
1. Yanlış edat: in Thursday


2. Belirsiz zaman: Let’s meet next Thursday (karışık olabilir) → Let’s meet next Thursday, Oct 16, at 3 pm
3. Küçük harf: thursday


4. Yazım kayması: Thrusday


5. Deyim farkı: TBT, “Throwback Thursday” bağlam dışı kalabilir; iş yazışmalarında kaçının, sosyalda kullanın.
Topluluğa Sorular: Tartışmayı Derinleştirelim
• Sizce this Thursday ile next Thursday ayrımını en net nasıl anlatıyoruz? Ekiplerinizde tarih eklemek yeterli mi, yoksa saat/dil öbeği de şart mı?
• Toplantı davetlerinde analitik netlik (ISO tarih/saat, tek tip format) mi, yoksa bağlamsal sıcaklık (arkadaşça ton, kısa motivasyon cümlesi) mı katılımı daha çok artırıyor?
• “Thursday vibe” türü kültürel göndermeler uluslararası ekiplerde iletişimi güçlendiriyor mu, yoksa kafa karışıklığı yaratıyor mu?
• Eğitim/okul ortamında öğrencilerin en çok hangi hatayı yaptığını gözlemliyorsunuz: edat mı, büyük harf mi, yoksa “this/next” ayrımı mı?
• Kendi alanınızda (yazılım sürüm takvimi, pazarlama kampanyası, akademik teslim) Perşembe’nin özel bir yeri var mı? Varsa neden?
Kapanış Notu: Akılda Kalacak Mini Rehber
• Cevap: Perşembe = Thursday.
• Kullanım: on Thursday, by Thursday, this/next Thursday (mümkünse tarih ekle).
• Yazım: Büyük harf, doğru sıralama (Thur-s-day).
• Pratik Şablon: “Let’s meet on Thursday, Oct 16, at 15:00 (GMT+3).” Ardından kısa bir sıcak cümle: “Looking forward!”
• Son Sözcük: Analitik netliği ve bağlamsal duyarlılığı birleştirdiğimizde, “Thursday” sadece doğru kelime olmakla kalmaz; takvimde işleyen bir anlaşmaya dönüşür. Siz nasıl kullanıyorsunuz—pratik örneklerinizi ve yaşadığınız karışıklıkları paylaşır mısınız?