Ziyade ne demek şiir ?

Uyanis

Yeni Üye
Ziyade Ne Demek? Bir Şiir ve Anlamı Üzerine Bir Hikâye

Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere küçük bir soru soracağım: "Ziyade" kelimesini daha önce duydunuz mu? Benim için de oldukça ilginç bir keşifti. Geçenlerde eski bir şiir kitabı okurken karşıma çıktı ve bir an durup, anlamını düşündüm. Hemen her şeyin anlamını sorguladığım gibi, bu kelimenin de derinliğine inmek istedim. Ziyade’nin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanıldığını öğrenmek, aslında hayatı daha farklı bir gözle görmeme yardımcı oldu. Hadi gelin, bu kelimenin etrafında dönen bir hikaye ile birlikte keşfe çıkalım!

Ziyade: Bir Anlamın Derinliklerine Yolculuk

Bir sabah, Yağmur adında bir kadın, eski şiir kitaplarının arasına dalmıştı. Şiir yazmayı severdi ama son zamanlarda bir şeyler eksikti. Çoğu zaman, kelimeler, duyguların derinliğine inmiyor; sadece yüzeysel kalıyorlardı. O sabah, sayfalar arasında gezinen gözleri "ziyade" kelimesine takıldı.

Ziyade, Türkçeye Arapçadan geçmiş bir kelimeydi ve fazla, artan, ek olarak fazlalık anlamlarına geliyordu. Ama Yağmur için bu kelime bir şiire dönüşmek üzereydi. Bu fazlalık neydi? Her şeyin üstüne eklenebilecek ne vardı? Ziyade, sadece bir kelime değil, aynı zamanda bir anlam yükü taşıyordu. Bu fazlalık, onun şiirine ve ruh haline dokunuyordu.

Ali'nin Stratejik Bakış Açısı: Ziyade ve Fazlalıklar

Yağmur'un en yakın arkadaşı Ali, yıllardır ticaretle uğraşan bir adamdı. Hayatı, sayılar ve stratejilerle iç içeydi. Her zaman çözüm odaklı düşünür, sorunları mantıklı bir şekilde çözmeye çalışırdı. O, fazlalıkların anlamını biraz farklı algılıyordu. Fazla, gereksizdi. Hayatında, her şeyin bir yerinin olması gerektiğine inanıyordu. Gereksiz yüklerden, fazla olandan kaçınmak gerektiğini hep söylerdi.

Bir gün, Yağmur ona "ziyade" kelimesinin anlamını ve kendi şiirine nasıl dokunduğundan bahsedince, Ali bir an durakladı. “Ama fazla olan şey, çoğu zaman işimizi zorlaştırmaz mı?” diye sordu. "Hayat zaten başlı başına yeterince karmaşık. Ziyade dediğin şey, fazlalık. Hangi fazlalık? Her şeyin bir sınırı yok mu?" dedi.

Yağmur, Ali’nin sözlerine biraz şaşırmıştı ama bu farkındalık, ona farklı bir bakış açısı sunmuştu. Ali’nin bakış açısı, daha çok netlik ve düzen üzerineydi. Fazlalıkların, hem fiziksel hem de duygusal dünyada nereye koyulduğuna dair derin bir soru işareti doğuruyordu.

Kadın ve Fazlalık: Empati ve İlişki Üzerinden Bir Yorum

Ali'nin bakış açısına rağmen, Yağmur'un zihni, farklı bir düşünceye doğru kayıyordu. O, fazlalığın sadece gereksizlik anlamına gelmediğini hissediyordu. Yağmur için ziyade, hayata dair güzelliklerin artmasıydı. Fazlalıklar, sevgi, dostluk, birliktelik gibi insana değer katan şeylerdi. Onun için ziyade, bir bütünün parçasıydı; kelimenin anlamı, içsel derinliğini, yaşamın ötesindeki anları daha anlamlı kılabiliyordu. Yağmur’un bakış açısı daha empatik ve topluluk odaklıydı. Fazla, başka birisinin hayatına kattığın şeydi. Ziyade, ilişkilerin, duyguların, paylaşımların fazlalığıydı.

Yağmur, şiirini yazarken bir şey fark etti: Fazlalıklar, hayatta her zaman negatif anlam taşımıyordu. Bir insanın hayatına anlam katan her şey, bir ziyadeydi; ama bu ziyade, onu daha fazla insanla, daha derin bir bağ kurarak zenginleştiriyordu. “Ziyade” kelimesi, Yağmur’un şiirinde yalnızca bir kelime değil, yaşamın kendisiydi.

Ziyade'nin Toplumsal Boyutu: Geçmişin ve Şimdi’nin Etkileri

Ziyade’nin anlamını ve insan ilişkilerindeki yerini tartışırken, tarihsel bir perspektife de bakmak önemli. Geçmişte, fazla olan her şey, çoğu zaman israf olarak görülürken, şimdiki zamanın toplumunda, özellikle paylaşılan değerler ve sosyal ağlar arttıkça, ziyade daha anlamlı hale gelmişti. Artık, fazlalık, herkesin kendini daha güçlü hissetmesine, daha çok bağ kurmasına olanak tanıyordu.

Ziyade'nin toplumsal yönü, bazen aşırı tüketime, gereksizliklere ve boş işlere karşı bir eleştiri de taşıyabiliyor. Ama bazen de, ilişkilerde, kültürel alışkanlıklarda veya yaşamın küçük ama kıymetli anlarında bir fazlalık olarak, kişinin hayatını zenginleştirebiliyor.

Kadınların bazen bu fazlalıklara daha duyarlı, empatik bir şekilde yaklaşmalarının nedeni, aslında onların ilişkilerde daha çok kendilerini bulma eğilimleriyle alakalı olabilir. Kadınlar, toplumsal bağları ve ailevi ilişkileri daha güçlü kurma eğiliminde olduğu için, fazlalıklar onlar için bazen daha anlamlı ve değerli olabiliyor.

Ziyade’nin Şiirsel Yansıması: Bir Kadın ve Bir Erkek Arasındaki Farklılıklar

Yağmur ve Ali'nin arasındaki düşünsel farklar, onların hayatla ve şiirle kurdukları bağları da şekillendiriyordu. Ali için, fazla olan şey sadece boşa harcanan bir zaman, ziyan edilen bir fırsattı. Ancak Yağmur, fazlalıkların ne kadar değerli olduğuna inanıyordu. Bu fazlalıklar, insanı insana yaklaştıran, hayatı anlamlı kılan unsurlardı.

Sonunda Yağmur’un yazdığı şiir, bu iki bakış açısını birleştirdi. Ziyade, hem fazlalık hem de bir zenginlikti. Ama bu fazlalık, insanlara daha fazla empati, daha fazla değer, daha fazla anlam katan bir şeydi.

Sonuç Olarak...

Ziyade, sadece bir kelime değil, bir bakış açısıydı. Bu kelimenin taşıdığı anlam, bazen fazla, bazen değerli, bazen de gereksiz bir fazlalık olabilir. Ama her zaman bir soru bırakır: Fazlalık nedir? Hayatımıza katılan her şey gerçekten bir ziyade midir? Ziyade, yalnızca bir kelime değil, insanın içsel dünyasında, ilişkilerinde ve toplumda ne kadar fazlalık, zenginlik ve değer taşıdığına dair bir hikâyedir.

Sizce, bir insanın hayatına anlam katmak için fazlalıklar gerekli mi? Fazlalıkların hayatımıza katacağı değer hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Üst